NEDEN FİZİKSEL AKTİVİTE?
Çoğumuz çeşitli nedenlerden dolayı günlük yaşantımızda
hareketsiz bir yaşam biçimini seçer ve böyle bir
yaşam biçimi için gerekçeler öne süreriz. Sıklıkla
da iş şartlarının yoğunluğu, maddi sorunlar, yetersiz
zaman, uygun ortam bulamama, istenmeyen hava şartları
gibi bahaneler ile bu durumu açıklamaya çalışırız.
Böylece suçluluk duygusunu da belli bir oranda
hafifletiriz.
İnsanoğlu
hepimizin çok iyi bildiği gibi doğar, büyür, gelişir
ve güçlenir. 20’li yaşlarda kapasitesinin en üst
düzeyine ulaşan insanoğlu bu yaşlardan itibaren
zihinsel ve fonksiyonel olarak kapasitesinde yavaş
seyirli bir azalmayla karşı karşıya kalır. 70’li
yıllarla birlikte yaşam sürdükçe bu zayıflamanın
hızı artarak devam eder. Bu doğal bir yaşlanmadır
ve insan için beklenen bir sonuçtur.
Fiziksel
kapasitede 20’li yaşlardan itibaren başlayan azalma
yavaş seyirli de olsa düzenli fiziksel aktiviteye
katılanlarda bu çok daha yavaştır. Bilimsel çalışmaların
sonuçları da düzenli yapılan fiziksel aktivitelerin
yaşlanma hızını yavaşlattığı şeklindedir. Diğer
bir bilimsel bir gerçek ise antremanlı 65 yaşandaki
bir bireyin 35 yaşındaki antremansız ve inaktif
bir bireyden çok daha iyi bir fiziksel çalışma
kapasitesine sahip olduğudur.
Bu
da düzenli yapılan fiziksel aktivitelerin, sadece
şu anki günlük yaşantımız ve sağlığımız üzerinde
değil gelecek yıllardaki yaşamımız üzerinde de
olumlu etkileri olduğu gerçeğini ortaya çıkmaktadır.
Fiziksel
kapasitenin azalmasına neden olan en önemli faktör
modern insan yaşam biçimidir. Modern yaşamın hareketsizliğine
rağmen getirdiği rahat yaşam biçimi, sadece yaşamı
sürdürmek için yapılan sınırlı aktiviteler fiziksel
kapasitenin azalmasına neden olan en önemli ve
etkili faktörlerdir.Her ne kadar fiziksel aktivitenin
yaşamı uzattığı konusunda deliller yoksa da fiziksel
aktivitenin yaşlılıkla oluşacak vücuttaki bazı
olumsuz değişikliklerin hızını azalttığı, bir
kısım hastalıklardan korunmayı sağladığı ve yaşam
kalitesini artırdığı konusunda yeterli bilimsel
veri vardır.
Doğadaki
canlıların birincil hedefi basit bir anlamda yaşamlarını
devam ettirmektir. Doğadaki diğer canlılardan
farklı olarak insanoğlu, yaşamı basit anlamda
devam ettirmenin yanında yaşamın kalitesini de
artırmaya çalışır. Daha kaliteli bir yaşam biçimi
de çalışmayı, üretmeyi ve sağlıklı olmayı gerektirmektedir.
Bütün bu basit gerçekler insanın günlük yaşantısındaki
hareketliliğinin temelini oluşturmaktadır.
Düzenli
yapılan fiziksel aktivitelerin sağlıklı ve kaliteli
yaşam biçimine olan katkıları nedir?
Neden fiziksel aktivite? Bilimsel veriler ışığında
bu neden ve katkıları:
- Koroner arter ve damar hastalılarından korunma
- Yüksek tansiyon ve kan kollesterol düzeyinden
korunma
- Kalp ve akciğerlerin kapasitesini geliştirme
- Kas kuvvet ve esnekliğini, eklem hareketliğini
geliştirme
- Kemik dokuyu güçlendirme
- Hastalıklara karşı vücudun savunma mekanizmasını
(immun sistem) güçlendirme
- Vücut ağırlığını düzenleme ve kontrol etme
- Kişinin kendine güvenini artırma
- Stresi azaltarak buna bağlı hastalıkları azaltma
- Yorgunluk ve ağrı şikayetlerini azaltma .......
şeklinde özetliyebiliriz.
Daha
önce fiziksel olarak aktif olanların, inaktif
(hareketsiz) olanlara oranla oluşacak ilk enfarktüs
atağını 2-3 kat daha iyi karşılayabildikleri buna
en iyi örnektir. Ayrıca inaktif bir birey düzenli
fiziksel aktiviteye katılan bir bireyden iki katı
daha fazla koroner arter hastalığına yakalanma
riskine sahiptir. Amerikalı Spor Hekimi ve araştırıcısı
Joe Dewalt “Eğer düzenli egzersiz yaparsanız enfraktüs
geçirme riskinizi %300 azaltırsınız” demektedir.
Aynı araştırıcı ;“Eğer siz vaktinizi oturarak
geçiren bir bireyseniz geçireceğiniz ilk enfarktüs
atağında ilk 24 saat içinde ölme riskiniz %25,
önümüzdeki beş yıl için ise bu riskiniz %75 olacaktır”
demekte ve “ Eğer düzenli egzersiz yapan biriyseniz
ilk 24 saat içinde %25 olan ölme riskiniz sadece
%5’e, beş yıl için ise bu riskiniz %75’den %25’e
inecektir” diye ilave etmektedir. Böyle bir değişim
için ise 2-3 ay, haftada üç gün 30’ar dakikalık,
orta şiddette bir egzersiz programının yeterli
olacağını da vurgulamaktadır.
Benzer
bilimsel örnekleri kalp damar hastalıklarının
oluşumunda önemli bir nedeni oluşturan yüksek
kan kollestrol ve trigliserid düzeyi, tansiyon,
ilerleyen yaşlarda (özellikle menapozdan sonra)
sıkça gözlemlenen osteoporoz (kemik doku kayıbı)
vb. sağlık sorunları için de vermek mümkündür.
Düzenli
olarak fiziksel aktivitelere katılmak, bireyin
değişik hastalıklara yakalanma riskini azaltması
yanında fiziksel kapasitemizde sağladığı artış
ile iş hayatımızdaki performansımıza, ev içi aktivitelere
katılımımıza, boş zamanları değerlendirme kapasitemize
de olumlu katkı sağlayacağı diğer bir gerçektir.
Artan fiziksel kapasite ve kendine güven duygusunun
kişinin günlük üretimine yapacağı olumlu katkı
bireyin yaşamdan elde ettiği maddi ve manevi kazançlara
olumlu yansıması bu katılımın doğal bir sonucu
olacaktır. Böylece, düzenli yapılan fiziksel aktivitelerin
dışa yansıyan en önemli göstergesinin kişinin
sahip olduğu yaşam kalitesindeki artış olduğu
söylenebilir.
Egzersizin
zararı yok mudur? Bu soruyu “olabilir” şeklinde
cevaplamak en doğrusudur. Çünkü olabilecek zararlar
ve riskleri ortadan kaldırma şansımız vardır.
Bu zararlar, egzersizin şiddetini azalttıracak
ve egzersizi kestirecek düzeyde olanlar olmak
üzere iki başlıkta değerlendirilebilir. Egzersiz
kaynaklı aşırı kullanım ve zorlama kaynaklı yaralanmalar
bunlar arasında en büyük yeri işgal etmektedir
ki egzersiz programının uzman bir kişi tarafından
düzenlenmesi bu riski önemli ölçüde azaltacaktır.
Diğer önemli ve ciddi sorun ise egzersiz sırasında
oluşabilecek kalp ve dolaşım sistemi kaynaklı
durumlardır. Egzersize başlamadan önce bir doktor
kontrolünden geçmek, olanaklar çerçevesinde bir
kısım testlerle fonksiyonel kapasiteyi ortaya
koymak bu riskleri azaltmak ve ideal egzersiz
programını ortaya koymak açısından önemlidir.
Yolda
kalmış bir arabayı itme, otobüse koşma gibi günlük
yaşamın sürpriz çıkışlarını zorlamadan cevaplayabilmek,
daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürebilmek
için haftada 2-3 gün, 20-30 dakika bilinçli bir
egzersiz programı uygulamak yeterlidir.
NE
ÇEŞİT VE NASIL BİR AKTİVİTE?
Bütün olumsuzluklara ve olanaksızlıklara rağmen
yaşamın getirdiği sorunlara göğüs gerebilmenin
en iyi yollarından biri fiziksel aktivitelere
katılmak veya fiziksel aktif olmaktır. Toplumumuzda
bunun bilincine varan bireylerin sayısı da her
geçen gün artmaktadır. Bilimsel çalışmaların sonuçları
ışığında düzenli yapılan fiziksel aktivitelerin
yaşam süresini uzattığını söyleyebilmek zordur.
Buna karşın bilimsel veriler ışığında düzenli
yapılan fiziksel aktivitelerin yaşam kalitesini
artırdığı rahatlıkla söylenebilir. Daha iyi çalışma
kapasitesi, daha iyi uyuyabilme, kendini daha
iyi hissetme fiziksel aktivitenin yaşamımıza kazandırdıklarından
birkaçıdır. Genelde ritmik tekrarlı ve düzenli
yapılan aktivitelerin fiziksel kapasiteyi en iyi
geliştirdiği kabul edilir. Kalp-dolaşım sistemi
kapasitesini dayanıklılığı, genel kondisyonu en
iyi geliştiren aktivite türleri arasında da koşma,
yüzme, bisiklete binme, ip atlama ve yürümeyi
sayabiliriz.
Yukarıda sayılan aktiviteler içinde herkesin her
yerde, her zaman, en güvenilir, en ucuz ve en
kolay yapabileceği aktivite tipi yürümektir. Dolayısı
ile fiziksel aktiviteye katılmayı arzulayan veya
karar verenlere öncelikle önerilebilecek en ideal
aktivite türü yürümektir. Yürümenin diğer bir
avantajı da bu aktivite sırasında doğa ile baş
başa olabilme şansıdır. Seçeceğiniz yürüme ortamına
göre çiçeklerin kokusunu alma, kuşların sesini
dinleme ve doğayı seyretme şansını elde edebilirsiniz.
Hatta yürürken düşünebilir, hayatınız, işiniz
vb. hakkında planlar yapıp, kararlar da alabilirsiniz.
Genellikle merak edilen sorulardan biri “Yürüme
fiziksel kapasite artışı üzerine koşma kadar etkilimidir?”
olmaktadır. Bu soruya verilebilecek yanıt evet
olacaktır. Fakat beklenen gelişme koşma kadar
hızlı olmayacaktır. En az haftada üç gün düzenli
olarak sürdürdüğümüz yürüme programının zaman
içerisinde sizi koşmaya kadar taşıyacağı da bir
gerçektir.
Sıklıkla
sorulan diğer bir soru da “Yürüme sağlığı tehdit
eder mi?” olmaktadır. Orta şiddette yapılacak
bir yürüme programı eğer çok belirgin bir rahatsızlığınız
olmadığına inanıyorsanız tıbbi bir muayeneden
geçmeden yapabileceğiniz yegane aktivite türüdür.
Hangi yaşta olursanız olun korkmadan yapabileceğiniz
en ideal egzersiz tipi yürümedir. Fakat olanaklarınız
el veriyorsa bir doktor kontrolünden geçmeniz,
en azından programı sürdürdüğünüz sürece oluşan
gelişmeleri takip etmek, ulaşılan yeri görmek
için faydalı olacaktır.
Yürüme
sırasında rahat bir elbise ve ayakkabı giymek
bu aktivite türü için yeterlidir. Kullanacağınız
ayakkabının koşu vb. aktiviteler için üretilen
bir spor ayakkabısı olması yürüme kolaylığı ve
ayak sağlığınız için faydalı olacaktır. Benzer
bir şekilde giydiğiniz kıyafetin teri çeken pamuklu
bir malzeme olması idealdir.
Sıkça sorulan diğer bir soru ise “Yürüme programına
nasıl başlayabilirim?” olmaktadır. Bu soruya verilebilecek
en basit cevap “Kapıyı açınız ve dışarıya çıkınız”
olacaktır. Diğer bir cevap ise aşağıda verilen
yürüme programlarından birini seçiniz olacaktır.
1.
YÜRÜME PROGRAMI
Eğer aşırılı kilolu, kas-eklem veya ortopedik
problemi olan biriyseniz aşağıda verilen 1.Seviye
Yürüme Programı ile başlamanız uygun olacaktır.
1.
Seviye Yürüme Programı:
Tempo: 400 metreyi 7 dakika 30 sn veya 1600 metreyi
30 dakikada yürüyecek bir hız
Egzersizin
Sırası
|
Mesafe
(m)
|
Süre
(dak)
|
1
|
1600 |
30
|
2
|
2000 |
32,5
|
3
|
2400 |
40
|
4
|
2800 |
47,5
|
5
|
3200 |
55
|
6
|
3600 |
62,5
|
2.
Seviye Yürüme Programı:
Tempo: 400 metreyi 6 dakika veya 1600 metreyi
24 dakikada yürüyecek bir hız
Egzersizin
Sırası
|
Mesafe
(m)
|
Süre
(dak)
|
1
|
1600 |
24
|
2
|
2000 |
30
|
3
|
2400 |
36
|
4
|
2800 |
44
|
5
|
3200 |
50
|
6
|
3600 |
56
|
3.
Seviye Yürüme Programı:
Tempo: 400 metreyi 4 dakika 30 sn 1600 metreyi
18 dakikada yürüyecek bir hız
Egzersizin
Sırası
|
Mesafe
(m)
|
Süre
(dak)
|
1
|
1600 |
18
|
2
|
2000 |
22,5
|
3
|
2400 |
27
|
4
|
2800 |
31,5
|
5
|
3200 |
36
|
6
|
3600 |
40,5
|
8
|
4200 |
49,5
|
7
|
3800 |
45
|
9
|
4800 |
54
|
10
|
5200 |
58,5
|
2-
HIZLI- YAVAŞ YÜRÜME PROGRAMI
Bu program düşük kondisyonlu kişiler için ağır
bir programdır. 15-20 dakika süren böyle bir program
uygulanırken sık aralarla nabız saymak gerekir.
Aktif yaşam sürmeyenler için dakikada 110-120
nabız başlangıç için önerilebilir. Kondisyon gelişince
bu değer 120-130’a veya tahmini maksimal kalp
atım sayısının % 70’ine (220-yaş x 0.70) çıkabilir.
Zorluk
Derecesi
|
Yürüme
Süresi (san) |
A
|
15
san Hızlı 60 san Yavaş |
B
|
30
san Hızlı 60 san Yavaş |
C
|
45
san Hızlı 45 san Yavaş |
D
|
60
san Hızlı 30 san Yavaş |
E
|
75
san Hızlı 15 san Yavaş |
F
|
90
san Hızlı 15 san Yavaş |
G
|
105
san Hızlı 15 san Yavaş |
H
|
120
san Hızlı 15 san Yavaş |
I
|
140
san Hızlı 15 san Yavaş |
*
Toplam yürüme süresi her düzey için 15-20 dakikadır.
3-
YAVAŞ TEMPO KOŞU - YÜRÜME PROGRAMI
Bu program hızlı-yavaş program uygulamasına benzer.
Antrenmana başlanıldığı dönemlerde maksimal kalp
atım sayısının %60-70’ine (220-yaş x 0.60 veya
0.70) ulaştıracak bir yük şiddeti kullanılabilir.
40-60 yaşları arasında olup egzersize katılan
kişilerde kalp atım sayısını dakikada 120-130'un
altında tutmak olumludur.
Zorluk
Derecesi
|
Koşu-Yürüme
Süresi (san) |
A
|
15
san Koşu 60 san Yürüme |
B
|
30
san Koşu 60 san Yürüme |
C
|
45
san Koşu 45 san Yürüme |
D
|
60 san Koşu 30 san Yürüme |
E
|
75
san Koşu 15 san Yürüme |
F
|
90
san Koşu 15 san Yürüme |
G
|
105
san Koşu 15 san Yürüme |
H
|
120
san Koşu 15 san Yürüme |
I
|
140
san Koşu 15 san Yürüme |
Toplam
süre her düzey için 15-20 dakikadır.
4- YÜRÜME PROGRAMLARI UYGULANIRKEN
DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
1- Yavaş ve kolay bir yürüme ile ısınıp, ritmik
gevşeme hareketleri yapınız.
2- Belirlenen mesafeyi geniş adımlarla önerilen
zaman biriminde yürümeye çalışınız.
3- Başlangıçta, ortada ve sonda durup nabzınızı
sayınız.
4- İdeal egzersiz kalp atım sayınızı (220-yaş)
x 0.60 - 0.70 ile belirleyiniz.
5- Kesinlikle kalp atım sayısını dakikada 132’nin
altında tutunuz.
6- Soluğunuz kesildiğinde, yorulduğunuzu hissettiğinizde
ve kalp atım sayınız çok hızlandığında yavaş yavaş
temponuzu düşürüp durunuz.
7- Eğer kalp atım hızınız ve yorgunluk düzeyiniz
uygunsa her bir egzersiz dönemi için önerilen
yürüme mesafesini aynı süre içinde 400 m artırabilirsiniz.
Eğer kalp atım hızınız ve yorgunluk düzeyiniz
gereken sınırda ise tempoyu koruyarak sadece mesafeyi
de artırabilirsiniz.
8- Yürüme mesafeniz, süresi, kalp atım sayınız
ile ilgili günlük tutunuz. Ayrıca kilo kayıp ve
alımlarını da kaydediniz.
9- Ne kadar istekli olursanız olun mesafe ve tempoya
alışmadan yüksek tempolara geçmeyiniz. Tempoyu
yavaş yavaş artırmaya ve sabırlı olmaya özen gösteriniz.
10- 2.seviye yürüme programında tempo artığından
1600 m 24 dakikada, 3600 m 56 dakikada tamamlanmaktadır.
Bu uygulama, kişi 1600 metreyi 18 dakikada rahat
yürüyebileceği süreye kadar tekrarlanır. Bu sağlandığında
3. seviyeye geçilebilir.
11- Fizik kondisyonu zayıf kişilerin 1.seviye
yürüme programından başlayarak aşama aşama koşu-yürüme
programına geçmesi idealdir.
12- Yürüme programlarına 10 dakikalık düşük tempo
ısınma yürümesi (1.seviye yürüme programı dışında)
ile başlayıp takiben 15-20 dakikalık programda
belirlenen düzeyde mesafeyi belirlenen tempoda
yürüme ve 10 dakikalık yavaş yürüme, kolay ritmik
ve statik gerdirmeleri içeren soğuma dönemi ile
programı tamamlamak gerekir. Zaman içerisinde
yürüme süresi aynı düzey için artırılabilir.
13- Egzersiz sırasında veya sonrasında alışılmadık
bir yorgunluk veya takip eden günde devam eden
yorgunluk, inatçı ağrılar, uykuda rahatsızlık
veya uykusuzluk aşırı yüklenilmenin işaretleri
olabilir. Bu gibi durumlarda egzersizin dozu azaltılmalıdır.
Egzersizi takiben kalp atım sayısı 5. dakika dolmasına
rağmen 120’inin üstünde seyrediyorsa bu da yapılan
egzersizin yükünün fazla olduğunun bir göstergesidir.
14- Egzersiz sırasında düzensiz kalp atımı, baş
dönmesi, baygınlık, egzersizle ciddileşen iskelet
ve kas problemleri, kusma, bulantı veya değişik
rahatsızlıklar, göğüs ağrısı, kol, çene, diş veya
kulağa yayılan ağrı, dengeyi kaybetmek gibi şikayetler
egzersizi kesmeyi ve doktora danışmayı gerektiren
işaretlerdir.
15- İstenilen bir sağlık düzeyine ulaşabilmek
için egzersizleri haftada en az 2-3 gün yapınız.
Eğer ortaya çıkan olumlu gelişmeleri kaybetmek
istemiyorsanız egzersizi düzenli bir şekilde sürdürünüz.
EGZERSİZ
PROGRAMI DÜZENLEME
Genel prensip olarak egzersiz programı düzenlerken
kişinin vücut özellikleri ve fonksiyonlarını iyice
belirleyip, böyle bir belirleme sonucunda gelişmesini
istediğimiz vücut fonksiyonlarına uygun bir program
hazırlamak gerekir ki bunlarda sıklıkla;
1- Kalp-dolaşım sistemi fonksiyonlarını geliştirilmesi,
2- Kas kuvvetinin geliştirilmesi,
3-Dayanıklılık kapasitesinin geliştirilmesi,
4- Eklem hareketliliği ve esnekliğinin geliştirilmesi,
5- Gerginliği atma ve gevşemenin öğretilmesi,
6- Yaşlanmanın geciktirilmesi,
7- Yeni yetenekler kazandırılması,
8- Sosyal gelişim ve ortam için olanaklar sağlanması,
9- Sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmek için egzersizin
ne kadar gerekli ve faydalı olduğu bilincinin
verilmesi,
şeklinde sıralanabilir.
Bu
vb. bilgiler tespit edilerek hazırlanacak egzersiz
programı kişiye daha çok hitap edeceğinden programın
başarısı artacaktır. Ayrıca program hazırlanırken
kişisel farklılıklara veya kişinin günlük kapasite
değişikliklerine uyum gösterebilecek şekilde ve
alternatifleriyle hazırlanmalıdır.
Egzersiz
programı hazırlanırken çalışma-dinlenme-çalışma-dinlenme
gibi dönemler, değişik tempo ve hızlar içeren
antrenman programı (interval antrenmanı) tercih
edilmelidir. Program kişinin kendi kendine kontrol
edebileceği esneklikte olması idealdir. Programı
uygulayacak kişinin nerelerde kalp atım hızını
sayması gerektiği program içinde belirtilmeli,
aşırı yüksek veya beklenilenden daha fazla kalp
atım sayısına ulaşıldığında yapılması gerekenler
vurgulanmalıdır. Özellikle ileri yaşlarda bir
kısım hareketleri olması gereken kadar iyi yapabilmek
zordur. Bu durum göz önüne alınarak program hazırlanmalıdır.
EGZERSİZ
YAPARKEN DİKKAT EDİLECEK KURALLAR
Egzersiz ile aşırı çabalama farklı şeylerdir.
Aşırı çaba sarf etmek hem genç hem de yaşlılar
için tehlikelidir. Egzersiz yaparken amaç kas
ağrılarına sahip olmak değil yok etmek, sinirlenmek
değil sakinleşmek, kalbi yormak, tüketmek değil
dolaşımı artırmak ve düzenlemektir.
Bu
yaklaşımla;
1- Amacımız kendimizi test etmek değil sportif
yeteneklerimizi, kapasitemizi artırmak olmalıdır.
Dolayısiyle egzersizi ara sıra yerine düzenli
ve günlük yapmak gerekir.
2- Egzersize başlarken aceleci olmayıp, her zamanki
rahat tempomuzu hatırlayıp ona uygun bir tempo
seçmeliyiz. Kendi ideal tempomuzu yakalayabilmek
için de vücudumuza zaman tanımalıyız.
3- Yapılan bir egzersizi takiben belli bir süre
sık solumak veya çarpıntı olması doğaldır. Fakat
bunun bir kaç dakikadan fazla sürmemesi gerekir.
Eğer sürüyorsa yaptığınız egzersizin şiddeti veya
süresi sizin için fazladır.
4- Egzersiz yapmak için günün en ideal zamanı
sabahın erken saatleri ve akşam yatmadan öncedir.
Sabah egzersizlerine yatarken yapılabilecek egzersizler
ve sabah gerdirmeleriyle başlanabilir. Bu tip
egzersizlerle kaslar günün devamındaki aktiviteler
için uyanır ve eklem sertlikleri yok edilir. Akşam
egzersizleriyse kaslara ve vücuda verdiği ufak
yorgunlukla rahat uykuya zemin hazırlar.
EGZERSİZ
PROGRAMI
Bütün egzersiz programları genelde ısınma, çalışma
ve soğuma olarak üç başlıkta ele alınır ve incelenir.
ISINMA
Isınmada amaç vücudu yapacağı çalışmaya hazırlamaktır.
Dolayısiyle ısınma döneminde yapılacak hareketlerin
şiddeti ve yoğunluğu yavaş yavaş artırılmalıdır.
Hareketler ritmik ve doğal olmalıdır. Bir hareketten
diğerine yumuşak bir şekilde geçilmelidir. İdeal
bir ısınma dönemi yaklaşık 20 dakikalık bir uzunluk
içermelidir.
ÇALIŞMA
Isınma dönemini takiben egzersizle hedeflenen
gelişmeye dönük hazırlanan programın uygulamasına
geçilir. Bu egzersiz programı bütün büyük eklemleri
ve değişik kas guruplarını kullanabileceğimiz
ve bölgesel yorgunluklara yol açmayacak bir nitelikte
olması gerekir. Eğer kişi bölgesel yorgunluklara
sahipse egzersiz kesilebilir.
Çalışma sırasında sallanma tipindeki hareketleri
hareketi kısıtlanmış eklemlere karşı yapmamak
gerekir. Çünkü bu pozisyonda bir kısım kaslar,
bağlar, tendonlar aşırı gerilebilir.
Eğer çalışma kuvvet artırımı için yapılıyorsa
egzersizi yorulana kadar sürdürme gayreti içinde
olunmamalı, arada kısa dinlenmeleri olan setler
halinde yapmak gerekir. Belli sayı ve sıklıkta
yapılması planlanan egzersizi bitirme konusunda
aşırı israrcı olunmamalıdır. Eğer egzersiz programı
bir grupla yapılıyorsa diğer bireylerin hız ve
hareket sayısını yakalamak için büyük bir çaba
içinde olunmamalıdır.
SOĞUMA
Soğuma dönemiyle hedeflenen vücudu egzersiz öncesi
döneme yavaş yavaş ulaştırmaktır. Gevşeme dönemi
olarak da isimlendirebileceğimiz bu dönemin uzunluğunun
10 dakika olması ve dönem sırasında kalp atım
sayısını 110-120'nin altına döndürmek hedeflenmelidir.
EGZERSİZ
PROGRAMLARI
AMAÇ VE SONUÇLARI
Egzersiz programlarının kişinin fiziksel kapasitesini,
kuvvetini ve enerji depolarını geliştirdiği bilinmektedir.
Egzersizin başlangıcında gözlemlenen nefes kesilmeleri,
hızlı kalp atımı ve erken yorgunluk kalp-dolaşım
sisteminin yetersizliğinin belirtileridir. Yavaş-hızlı
yürüyüş veya yavaş koşu-yürüme programlarını bir
kaç ay uygulamakla bu bulgular yok olur.
Bir egzersiz programı hazırlanırken kişinin kuvvetini,
dayanıklılığını, solunum ve dolaşım sisteminin
fonksiyonlarını, kas ve doku esnekliğini, ruhsal
olarak kendini iyi hissetme duygusunu, eklem hareketliliğini
geliştirmek hedeflenir. Böyle bir hedefe ulaşabilmek
için de kabaca erkek ve bayanlar için haftada
üç gün, birer saatlik ve birkaç ay sürecek bir
program yeterlidir. Bu programında 20 dakikasını
ritmik cimnastik hareketleri (kas dayanıklılığı
ve esnekliğine hizmet edecek şekilde), 20 dakikasını
dayanıklılığı artıracak aktivitelerle (yavaş tempo
koşular, yürüyüş vb.) ve 10 dakikasını gerdirme
(kasları uzatma, stretching) ve esneme hareketleriyle
doldurmak idealdir.
1-
RİTMİK ESNEKLİK VE DAYANIKLILIK
ANTRENMANI
Ritmik esneklik hareketleriyle amaçlanan; kasın
gerginliğini ve dayanıklılığını, eklemlerin hareket
kabiliyetini yavaş yavaş artırarak geliştirmek
ve ikincil olarak ise vücuda daha iyi bir duruş
pozisyonu ve dengesi kazandırmak ve de kaslar
arası uyumu geliştirmektir.
HAREKET VE TEKRAR SAYISI
Yukarıda bahsedilen amaçlara ulaşabilmenin sırrı
yapılacak hareketlerin basit, çeşitli, eğlenceli
ve birbirini tespih tanesi gibi takip etmesinde
yatar. Birim zamanda yapılacak hareketlerin tekrar
sayılarına ve toplam miktarına çok düşük seviyeden
başlamalı ve üç aylık süreye yayılacak şekilde
yavaş yavaş artırılmalıdır (her bir hareket için
3-5 tekrardan başlayıp 10 tekrara ulaşmak gibi).
ISINMA
Isınma için 5-10 dakika harcanması yeterli olacaktır.
Bu süre zarfında tempo verecek bir müzik eşliğinde
yürüme gibi bir kombinasyon kullanmak idealdir.
Bu hareketlere kolları sallama, gövdeyi döndürme,
eğilme gibi hareketleri eklemek de faydalıdır.
EGZERSİZ DÖNEMİ
Bu, ısınmayı takiben 15 dakika yavaş ve kolay
gerdirme, itme, sallanma hareketlerini içeren
bir dönemdir. Bu dönemde baştan başlayarak ayak
parmak ucuna kadar bir eklemden diğerine geçerek
kaslara ritmik hareketler yaptırılır. Bu hareketler
sırasında bir eklemde hareketi bir setten fazla
sürdürmek bölgesel yorgunluklara sebep olacağından
set ve tekrar sayılarına dikkat edilmelidir. Eklem
bölgeleri; boyun, kol, omuz, gövde, bel, kalça,
diz, ayak bileği ve ayak sırasını izlemesi idealdir.
2- KOL DESTEĞİ VE İZOMETRİK
EGZERSİZLER
Egzersize başladıktan sonraki birkaç ay içinde
şinav, barfiks çekme gibi egzersizlerden vücudun
zayıf kondisyonlu üst bölgelerini aşırı yüklemelerden
korumak için kaçınılmalıdır. Benzer şekilde izometrik
egzersizlerden (kasın boyunu değiştirmeden yapılan
birbirini çekme veya hareket etmeyen bir nesneyi
kaldırmak tipindeki egzersizler) de kaçınmak gerekir.
Çünkü izometrik egzersizler yaparken oluşan kasılmalar
sırasında kasılan kaslar damarlar üzerine baskı
yaparak kas içi kan akımını engeller. Halbuki
egzersiz sırasında kasların oksijene dolayısiyle
kana ihtiyacı vardır. Bu kan akımının sağlanabilmesi
için kasılmaların statik olması yerine ritmik
olması (kasılmayı takiben gevşemeler ve tekrar
kasılmalar şeklinde) önerilir.
3- BACAK EGZERSİZLERİ
Fiziksel egzersiz antrenmanlarında genellikle
bacağın kuvvetini, dayanıklılığını ve dolaşımını
artırmak, kollar ve omuzdan daha öncelikli olarak
hedeflenir. Bundan dolayıdır ki birçok hareketsiz
yaşam sürdüren erişkinde az kullanım nedeniyle
vücut üst bölgelerinde belirgin bir zayıflık (kuvvetsizlik),
sarkıklık, yumuşaklık ve atrofi (doku kaybı) gözlemlenir.
Ayrıca bacaklara yapılacak masaj ve şiddetli aktivitelerle
de kalbe dönen venöz kan akımı artar.
4-
KUVVET ANTRENMANI
Kas-iskelet sistemine esneklik kazandıracak çalışmalar
kuvvet ve dayanıklılıkla yakın ilişkilidir. Dayanıklılığı
artırmak, orta şiddette kas kasılmalarını sağlayan
hareketlerin şiddetini artırmakla sağlanabilir.
Bunun içinde öncelikle yapılan egzersizin ritmini
artırmak gerekir. Karın, kol, omuz, kalça ve bacak
kaslarının kuvvetini artırmak içinde hareketlerde
kullanılan ağırlıkları zaman içerisinde yavaş
yavaş artırmak gerekecektir.
HAREKETLERDE SERBESTLİK
Yaşlı kişiler eklemleri sabit tutarak veya eklem
hareketlerini kısıtlayarak hareket yapmaktan kaçınmalıdır
(dizleri bükmeden ayak parmak ucuna değmeye çalışmak,
eklem hareketi kısıtlı bir bacakla belin esnekliğini
artırmak için sıçrama sallanma hareketi yapmak
gibi). Bu tip hareketler bağları, kasları zorlayarak
kramp ve ağrılara neden olabilir. Bunun için kişiye
rahat, dizleri kırarak gövdesini çevirmesi, sallanması
hatta bu harekete doğal bir şekilde kolları sallayarak
katılması önerilir. Egzersizin temposunu kişinin
kendi kapasitesiyle sınırlandırması ve kişinin
egzersizi hoşuna gidebileceği bir tempoda sürdürmesiyle
aktivite kişi için daha zevkli hale gelir. Tabi
ki gurup halinde yapılan egzersizlerde diğer üyelerden
geri kalmamak kaydıyla.
PROGRAM TAKİBİ, GELİŞİMİ VE DEĞİŞİMİ
Egzersizde bir hareketten diğerine geçiş zaman
kaybetmeksizin ve devamlılığı bozmaksızın kolay
bir şekilde olmalıdır. Kısaca hareketler akıcı
olmalıdır. Yüksek şiddetteki bir egzersizde oluşabilecek
bölgesel yorgunlukları azaltmak için bir kas gurubuna
düşen yükü azaltmak gerekir. Bu da arada birkaç
tekrar için hareketi değiştirerek diğer bir kas
gurubuna geçmekle sağlanabilir. Peşinden aynı
ekleme yeni bir hareket için dönmek en ideal olanıdır.
Hareketin sıklığını ve çeşidini seçmek konusundaysa
yeterli bilimsel çalışma yoktur. Bundan dolayıdır
ki çeşitli kitaplarda çok geniş hareket seçme
ve değiştirme şansı olan programlar önerilmektedir.
Fakat yaşlı kişiler için hareket seçerken hareketlerin
basit ve kolay anlaşılabilir olmasına dikkat edilmelidir.
Genelde özgürce ve zevkle yapılabilecek hareketler
seçmeğe özen gösterilmelidir. Hareketin yapılış
sıklığını da yavaş yavaş artırma çabası içinde
olunmalıdır.
5-
KALP-DOLAŞIM SİSTEMİNİN DAYANIKLILIĞINI
GELİŞTİRME ANTRENMANI
Egzersize yeni başlayanlar için 10-20 dakikalık
süreyi içeren egzersizler başlangıçta yeterlidir.
Sonuçta, 30 dakika veya daha fazla süre yavaş
tempoda koşabilecek düzeye ulaşmak hedeflenir.
Egzersize esnetme, gerdirme egzersizlerini içeren
2-5 dakikalık ısınmayla başlamak, peşinden 15-20
dakikalık hızlı-yavaş yürüme veya yavaş koşma-
yürüme gibi bölümleri içeren egzersizler yapmak
ve takiben 5 dakikalık gerdirme egzersizleriyle
vücudu yavaş yavaş soğutan bir program izlemek
idealdir.
AMAÇ
Bu aktivitelerle amaçlanan, kalp-dolaşım-solunum
sistemi fonksiyonlarını veya kapasitesini geliştirmektir.
Bu gelişimi sağlamak için aralı (interval) antrenman
tipi en kolay ve uygun olanıdır. Yükün şiddetini
yavaş yavaş artırmak gerekir. Böyle bir antrenmanla
fiziksel kapasitede yapılan egzersizin şiddetinin
(yük ve sıklığının) artışına paralel bir gelişim
elde etmek olasıdır. Vücudumuzdaki sistemler kendilerini
kullanım amaçlarına göre şematize ederler. Fiziksel
kapasite ancak vücudumuzdaki sistemleri belli
bir yüke sokmak dolayısiyle enerji harcamasıyla
gelişir. Vücut bu strese uyum sağladığında kasların
çalışabilme, görevlerini yerine getirebilme kapasiteleri
artar ve kaslar daha etkili, tempolu çalışabilir.
Fakat bu uyumsal gelişim geri dönüşümlüdür. Sonuçta,
fiziksel kapasite ve hareket kabiliyetinde gelişim
sağlamak, kasları kullanmak, yüke sokmak ve bu
yüke vücudumuzdaki sistemlerin uyum sağlamasıyla
olur.
ISINMA
Dayanıklılık antrenmanından önce yapılacak ısınma
hareketleri kaslara devam edecek hareketler zinciri
için gerekli olan esnekliği sağladığı gibi kalp
atım hızı, solunum hızı ve vücut ısısındaki artışla
da vücudu egzersize hazırlar. Isınma sırasında
yapılacak monoton yürümeler, kuvvetli kol sallama
ve dizleri yukarı çekerek yapılan yürümelerle
de egzersiz sırasında oluşabilecek ağrılar azaltılabilir.
Bu hareketler, hafif sıçrayarak yürüme, yavaş
sekmeler, hızlı ayak topuk-burun şeklinde adım
atmalarla ve bu sırada kolları sallama şeklinde
de yapılabilir. Bu hareketleri yaparken hareketlerin
hızına dikkat edilmelidir. Özellikle alışılmadık
hareketlerle kalp atım hızı çok dramatik şekilde
artar. Bu da zayıf kondisyonlu kişiye aşırı bir
yük olarak yansıyabilir.
DAYANIKLILIK ANTRENMANIN KURALLARI
En önemli kuralı vücudu yavaş yavaş yük altına
sokmaktır. Fakat soluk kesildiğinde, yorgunlukta
ve kalp atım hızı çok hızlandığında tempoyu düşürmeli
veya durup dinlenilmelidir. Böylece kas ve eklemlerin
dayanıklılığı ve kuvveti ağrısız, aşırı yorgunluk
ve sertlikler olmaksızın geliştirilebilir. Uzun
yıllar hareketsiz olmak kısa soluk kesilmelerine,
karın kaslarında gevşeklik ve zayıflığa sebep
olur. Şunu da unutmamalıyız ki ancak sabırlı bir
şekilde egzersizin yükünün artmasını beklersek
hayatımızın geri kalan bölümünde aktif ve güçlü
bir yaşam sürdürme şansı elde edebiliriz. Sonuçta,
iyi bir etki için egzersizi birkaç ay düzenli
ve sabırlı bir şekilde sürdürmemiz gerekmektedir.
Ayrıca fonksiyonel kapasite olarak bir yere ulaştığımızda
bu seviyeyi korumak için de egzersizi sürdürmek
gerekir.
EGZERSİZİN
ŞİDDETİNİN KONTROLÜ
Eğer hızlı-yavaş yürüme veya yavaş tempo koşu-yürüme
programını bir grup veya arkadaşlarınızla yapıyorsanız
temponuzu kendi durumunuza, rahatınıza göre değerlendirip
gerekiyorsa bağımsız olarak yapınız. Kalp atım
hızınız programda verilen yükün şiddetine uyum
sağladığında, program süre ve mesafe olarak gerçekleştirilebildiğinde
yeni seviye programa geçilebilir (ayrıntılı açıklama
için bir önceki konudaki ''dikkat edilmesi gereken
noktalar'' başlıklı bölüme bakınız).
Haftada 3 saat yapılan aralıklı yürüme ve koşu
programı ve de gerdirmeleri içeren bir egzersiz
programı kondisyonu iyi olmayan kişilerde bazı
değişikliklerle uygulanabilir. İstenilen bir fiziksel
kapasiteye ulaşabilmek için egzersizleri en az
haftada 2-3 gün yapmak gerekir. Tekrar inaktif
bir yaşama dönüldüğündeyse bu olumlu değişiklikler
hızla kaybolur. Eğer bu olumlu gelişmeler kaybedilmek
istenmiyorsa egzersizler düzenli bir şekilde sürdürülmelidir.
VALSALVA MANEVRASI
Ritmik egzersizler, yavaş tempolu koşular veya
yük altına girildiğinde normalden daha kuvvetli
bir şekilde nefes verilir. Örneğin; şinav çekerken
vücudu yukarı kaldırma anında veya mekik yaparken
gövdeyi yukarı kaldırırken nefes vermek gerekir.
Eğer bu tip bir pozisyonda yük altındayken nefes
tutulursa göğüs içi basınç artar. Bu da kalpten
çıkıp vücuda kan taşıyan damarlara baskı oluşmasına
yol açar. Bu baskı özellikle beyine giden kan
miktarında belirgin bir azalmaya neden olduğundan
baş dönmesi, hatta bayılmayla sonuçlanabilir (valsalva
manevrası). Sonuçta yukarıda da bahsedildiği gibi
vücudu bir yük altına soktuğumuz pozisyonlarda
nefes tutmayıp tam tersine vermemiz gerekir. Bu
aynı zamanda kalbi ileride oluşabilecek istenmeyen
aşırı büyümelerden vb.'lerinden koruyacaktır.
SOĞUMA
Bütün egzersiz programlarında soğuma dönemi 3.
ve son dönemi oluşturur. Bu dönemde, kişinin kalp
atım sayısını, solunum düzenini, metabolizmasını
özetle bütün vücudu yavaş yavaş istirahat düzeyine
döndürmek hedeflenir. Ritmik kol sallama ve bacak
çevirme tipi hareketler kol ve bacaklardaki kanın
kalbe daha çabuk dönmesini sağlar. Egzersizi takiben
en etkili rahatlama yollarından biri de 5-10 dakika
gevşeme ve statik gerdirme hareketleri yapmaktır.
Bu hareketler kasın gerginliğini ve esnekliğini
geliştirmek için de değerlidir. Ayrıca gerdirme
hareketleri sert, hareketi kısıtlı eklemlere karşı
da çok etkili ve faydalıdır. Gerdirme egzersizleri
yaparken her pozisyona 1-2 dakika ayırmak gerekir.
Sonuçta, düzenli yapılan fiziksel aktivitelerle
artan fiziksel kapasite, boş zamanları değerlendirme,
daha aktif bir günlük yaşam, yaşama katılım oran
artışı ve çok daha rahat bir uyku uyuyabilme olanağı
vb.'leriyle insana daha kaliteli bir yaşam biçimi
yakalama şansı sunar. Daha somut bir örnek vermek
istersek 65 yaşında emekli olmuş düzenli fiziksel
aktiviteye katılan bir birey kronolojik yaşından
8-10 yaş daha genç bir bireyin fiziksel kapasite
ve fonksiyonundadır. Halbuki herhangi bir fiziksel
aktiviteye katılmadığında 10-15 yıl içinde fonksiyonel
kapasitesi en azından % 20 azalacaktır. Yaşam
kalitesinin önemli bir göstergesi veya en fazla
etkilendiği faktör fiziksel fonksiyonel kapasite
olduğuna göre düzenli yapılan fiziksel aktivitenin
fiziksel kapasiteyi dolayısıyla yaşam kalitesini
artırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
AŞIRI
YÜKLENİLMENİN İŞARETLERİ
+ Egzersiz sırasında veya sonrasında aşırı yorgunluk.
+ Egzersizi takip eden günde aşırı yorgunluk.
+ İnatçı ağrılar.
+ Uykuda rahatsızlık veya uykusuzluk, aşırı yüklenilmenin
işaretleri olabilir.
Bu gibi durumlarda egzersiz kesilmeli veya dozu
azaltılmalıdır. Eğer bir sakatlık, infeksiyon
veya ufak da olsa bir rahatsızlık olduğunda egzersizi
geçici olarak kesmezsek bu rahatsızlık daha ciddi
duruma gelebilir ve bu durumda yapılan egzersizler
sağlığımızı tehdit edebilir. Şişmanlık , yüksek
tansiyon, iskelet-kas sistemi zayıflıkları egzersizde;
nefes kesilmesi, yüksek kalp atım hızına erişmekle
etkileyebilir. Bu görüntüyü dikkatle gözlemleyip
aktiviteyi sınırlamak gerekir.
EGZERSİZİ
DURDURMAK İÇİN GEREKLİ TEHLİKE
İŞARETLERİ
Aşağıda sayacağımız belirtiler gözlemlendiğinde
egzersiz hemen durdurmalı ve doktora danışılmalıdır.
1- Düzensiz kalp atımı.
2- Baş dönmesi, baygınlık.
3- Egzersizle ciddileşen iskelet ve kas problemleri.
4- Kusma, bulantı veya değişik rahatsızlıklar.
5- Göğüs ağrısı ve kol, çene, diş, veya kulağa
yayılan ağrı.
6- Dengeyi kaybetmek.
7- Aşırı yorgunluk.
|